Öğrenme güçlüğü, bireylerin dinleme, konuşma, okuma, yazma, mantık yürütme, problem çözme ve matematik gibi temel öğrenme alanlarında karşılaştığı zorlukları ifade eder. Bunun yanı sıra bu zorluklar, bilginin depolanması, işlenmesi ve üretilmesi süreçlerini de etkileyebilmektedir. Hem çocuklarda hem de yetişkinlerde görülebilen bu sorun bazen fark edilmeyebilmektedir. Bunun yanı sıra bu kişiler bu durumla yaşamlarını sürdürebilirler.
Okul Öncesi ve İlköğretim Dönemi Belirtileri
Okul öncesi dönemde görülen öğrenme güçlüğü belirtilerini şu şekilde sıralayabiliriz;
- konuşma başlangıcında gecikme,
- kelimeleri telaffuz etme,
- yeni kelimeler öğrenme zorlukları,
- motor hareketlerin gelişiminde yavaşlık gibi belirtiler gözlenebilmektedir.
İlköğretim döneminde ise şu belirtliler gözlemlenmektedir;
- okuma yazma ve sayıları öğrenmede zorluk,
- matematik işaretlerini karıştırma,
- kelimeleri tersten okuma,
- yüksek sesle okuma ve yazı yazmayı reddetme,
- saati ve yön kavramlarını öğrenmede zorluk,
- yeni becerileri öğrenmede yavaşlık ve sosyal etkileşimde güçlükler gibi belirtiler ortaya çıkabilmektedir.
Öğrenme Güçlüğü Nedenleri ve Tanısı
Öğrenme güçlüğünün nedenleri tam olarak bilinmese de, beyin yapısındaki işlevsel farklılıklarla ilişkili olduğuna dair kanıtlar bulunmaktadır. Genetik faktörler, doğum öncesi ve sonrası yaşanan sorunlar, öğrenme güçlüğünün oluşumunda rol oynayabilmektedir. Ekonomik zorluklar, çevresel faktörler veya kültürel farklılıkların ise öğrenme güçlüğüne doğrudan neden olmadığı bilinmektedir.
Tanı sürecinde, çocuğun doğum öyküsü, gelişimsel özellikleri, okul performansı ve ailenin sosyo-kültürel özellikleri dikkate alınır. DSM 5’te yer alan Özgül Öğrenme Bozukluğu tanı kriterlerine göre, belirli öğrenme ve okul becerilerini kullanmada en az altı ay süren zorluklar ve bu zorlukların gerekli müdahalelere rağmen devam etmesi gerekmektedir.
Öğrenme Güçlüğünün Üstesinden Gelmek
Öğrenme güçlüğü ile başa çıkmak için öncelikle erken tanı ve müdahale önemlidir. Aynı zamanda eğitimciler, terapistler ve ailelerin iş birliğiyle bireye özel destek programları oluşturulabilmektedir. Öğrenme stratejileri, bilişsel terapiler ve teknolojik araçların kullanımı, öğrenme sürecini kolaylaştırabilmektedir. Ayrıca, öğrenme problemi olan bireylerin güçlü yönlerinin keşfedilmesi ve bu yönlerin geliştirilmesi, özgüvenlerini artırarak akademik ve sosyal başarıya katkıda bulunabilmektedir.
Öğrenme güçlüğü, bireylerin eğitim ve yaşam kalitesini etkileyebilen karmaşık bir durumdur. Ancak, uygun destek ve stratejilerle, disleksi olan bireyler de başarılı ve tatmin edici bir yaşam sürdürebilirler. Toplumun bu konudaki farkındalığının artması ve eğitim sistemlerinin buna uygun şekilde düzenlenmesi, öğrenme güçlüğü olan bireyler için daha iyi bir geleceğin kapılarını aralayabilmektedir.
Eğitim İçin Öneriler
Öğrenme güçlüğü problemi yaşayan kişiler için eğitim önerilerine ulaşmak için tıklayınız.